Kararan Yeşil Fonlar
- Arda Tunca
- 20 Oca
- 3 dakikada okunur
$11.5 trilyonluk fon büyüklüğü ile dünyanın en büyük fon yönetim şirketi olan BlackRock kurumsal müşterilerine bir yazı göndererek “Net Zero Asset Managers (NZM)” ile işbirliğini sonlandırdığını duyurdu. NZM, finansal yatırımlara net sıfır sera gazı salımı hedefleri doğrultusunda yön vermeyi hedeflemiş gönüllülük esaslı uluslararası bir oluşum.
NZM dışında, Birleşmiş Milletler (BM) şemsiyesi altında da “Net-Zero Banking Alliance (NZBA)” adında bir oluşum bulunuyor. ABD’nin en büyük altı bankası da (JPMorgan, Citigroup, Bank of America, Morgan Stanley, Wells Fargo ve Goldman Sachs) NZBA oluşumundan çıkıyor.
NZM ve NZBA, 2050’ye kadar net sıfır sera gazı salımı hedeflerinin gerçekleştirilmesi doğrultusunda hareket eden firmalara fon kaynaklarının aktarılmasını amaçlıyorlar. Bu amaçla, yatırımcılara ve finans şirketlerine bir nevi danışmanlık hizmeti sunarak destek oluyorlar.
NZM ve NZBA, iklim krizi ile ekonomik ve finansal sistemin risk altına gireceğini belirtiyorlar. İklim krizi ile mücadelede reel sektör şirketlerinin attıkları adımlar büyük öneme sahip. Önem, reel sektör şirketlerinin finansal kaynaklarının hedeflerle uyumlu olarak yönetilmesi ile somutlaşıyor. Yenilenebilir enerjilere yatırımların ve bu enerji kaynaklarından faydalanmaya yönelen firmaların finansal olarak desteklenmesi gerekiyor.
Dünyanın büyük boyutlu finansal gücünü oluşturan finans kuruluşlarının bu oluşumlardan çıkma nedeni Donald Trump’ın fosil bazlı enerji üreten şirketlere destek vereceğini ilan etmesi. Joe Biden döneminin temiz enerjilere dönüşüm amacıyla çıkardığı “Inflation Reduction Act” adlı yasa Trump tarafından yok edilecek. Trump’ın açıklamaları bu yönde.
Yukarıda adı geçen finans kuruluşlarının ESG (Environmental, Social, Governance) kısaltmasıyla anılan yeşil fonlara kaynak aktarmasından rahatsız olan Amerikalı siyasetçiler bu kuruluşlara yönelik saldırılarda bulunuyorlar. Saldırıların şekli, dava açmak, boykot etmek, ağır eleştirilerde bulunmak, bu kuruluşları iklim aktivizmini teşvik etmekle suçlamak ve haklarında yasal incelemeler başlatmak. Böyle bir “suçlamayı” anlamak mümkün değil. Amaçları, ESG fonlarına yönelik çabaları yıpratmak.
Yukarıda yazanlar, konunun bir yönünü teşkil ediyor. Diğer yandan, “greenwashing” adında bir kavram var. Türkçe’deki yaygın kullanımıyla “yeşil aklama” kavramı. Bazı şirketler, temiz enerji kaynaklarına dönüşüm konusunda hedeflere uygun hareket etmiyorlar ama ediyormuş gibi reklam ve tanıtım yapıyorlar. Diğer bir ifadeyle, göz boyuyorlar. Buna, “greenwashing (yeşil aklama)” deniyor.
Yeşil aklama kavramı çerçevesinde şu soruyu sormak gerekiyor: ESG kategorisindeki fonlar gerçekten yeşil enerjilere yatırım yapan, yeşil enerji kaynaklarını kullanan ya da kullanma planı olan firmalara mı kaynaklarının tamamını aktarıyorlar?
Common Wealth adlı düşünce kuruluşu tarafından 2023’te yayınlanmış bir çalışmaya göre, BlackRock, State Street ve Legal & General tarafından ESG kategorisindeki fonlar yoluyla kömür, petrol ve doğalgaz üreten firmalara $999.5 milyonluk yatırım yapılmış. Başkaca finans kuruluşlarının yatırımları da eklenince, rakam yaklaşık olarak $1.5 milyara ulaşıyor. Common Wealth tarafından 2020’de yapılan bir başka çalışma da benzer nitelikli sonuçlar elde etmiş.
Kirli enerji üreten firmaların uzun vadeli bonolarının varlığı net sıfır hedefinin amaca uygun finansal koşullarını yaratmak açısından büyük sorun. ESG kategorisindeki fonların içinde kirli enerji üreten firmaların varlığı çok daha büyük bir sorun ve bir “greenwashing (yeşil aklama)” konusu iken, ESG fonlarına yönelen tasarruflarda görülen azalma da (Grafik – 1) bir başka sorun.
ESG Fonlarına Yıllar İtibarıyla Net Giriş Tutarları ($ Milyar)

Grafik – 1 (Kaynak: The Financial Times – https://www.ft.com/content/14ee5968-79de-42bf-80a4-811531e80de7)
Küresel ölçekte ESG fonlarının toplamı $3 trilyonun biraz üzerinde (Grafik – 2). Bu büyüklüğün %84’ü Avrupa’da, %11’i ise ABD’de kayıtlı bulunuyor. BlackRock firmasının tek başına $11.5 trilyonluk bir portföye sahip olduğu düşünülünce, küresel ölçekteki $3 trilyonun biraz üzerindeki bir rakamın olması gerektiği kadar büyük olmadığı anlaşılıyor.
ESG Fonlarının Yıllar İtibarıyla Küresel Büyüklüğü ($ Trilyon)

Grafik – 2 (Kaynak: The Financial Times – https://www.ft.com/content/14ee5968-79de-42bf-80a4-811531e80de7)
2024’te, sanayi devrimleri öncesine göre küresel ortalama sıcaklık 1.550 C aşıldı. Paris Antlaşması’nın eşiği 1.500 C idi. Bu veri, kaybedilecek zamanın kalmadığını fazlasıyla gösteriyor. Ancak, Trump ile beraber en az 4 yıllık bir zaman kaybının oluşacağını öngörmek zor değil ve iç karartıcı.
ESG fonlarını aldatıcı olarak niteleyen Elon Musk’ın desteğiyle ve “sondajla bebek, sondajla” sloganıyla Trump geri geliyor. Trump da kripto piyasaları için bir zamanlar aldatıcı demişti ama şimdi eşiyle beraber kripto varlık çıkardı. İklim ile ilgili de böylesine tutarsızlıkları olmasını temenni edelim. Gezegen için hüzünlü bir gün.

Fotoğraf: David Rich (France 24)
Comments